41 Günde Yarı Devrialem – 3 (Hindistan – Sri Lanka)

6-7-8 Nisan DENİZDE : Bu 3 günde Umman denizini geçip Hindistan daki ilk durağımız Goa ya doğru yol aldık. Gemide vakit geçirmeye herkes alıştı, benim için sabah 9 da kalkış, 10.00 da 5. kat da aslında 1 saatlik danışma masası ama bir bakmışız grubun yarısı burda ve saat ler olmuş 12 öğle yemeği zili çalmış. Derken biraz kitap oku, belki 1-2 saat siesta oldu saat 5 akşam yemeği için hazırlanma vakti ve gün bitti…

09 Nisan GOA : Hindistan da ki ilk liman Goa, sabah 7 de gemi yanaştı ama çıkışlar biraz uzun sürünce tura başlamamız saat 08.00 i buldu. Hindistan, her ülke vatandaşından vize istiyor, ayrıca deniz de olduğumuz günlerde herkes ile yüzyüze görüşüp sarı kağıtlar verdiler. Bu kağıtlarla birlikte pasaport fotokopileri o kadar çok kez kontrol edildi ki sanki gemi bir mülteci gemisi ve herkes Hindistan da kalmaya can atıyor. Böyle bir kontrol USA de dahi yok.

Klisenin içindeki St. Francis Xavier mezarı

Goa bölgesi, 1510 – 1961 yılına kadar Portekiz lilerin hakimiyetinde kalmış, nüfusun %70 i Hindu, %24 ü Katolik Hristiyan ve %10 müslüman olan bir bölge. Büyük kıta Hindistan’ın en küçük yüzölçüm ve nüfusuna sahip, 1.5 milyon insanın yaşadığı ama ülke geneline göre en zengin bölge. 18.yy da büyük bir salgından dolayı şehir terkedilince tekrar toparlayamamış ve başkent Panaji ye taşınıp başkent olmuş. Liman dan çıkışta en yakın kasaba Vasco de Gama kasabası.

Turumuza, 20 dakika mesafedeki, Portekizlilerin yaptığı, Bom Jesus (Kutsal İsa) denen, altarı altın kaplama kliseyi gezdik.

Bom Jesus bazilikası

Hemen karşısındaki beyaz renkli başka bir Hristiyan klisesi de benzer altın süslemeler vardı. karşıkarşıya 3 ayrı mezhebin 3 ayrı klisesi yapılmış.

Sonrasında alışveriş için bir mağazda 20 dakikalık mola dan sonra Şiva ya adanmış Hindu tapınağında yerel pazardan alışveriş yapmak isteyen ler içinde insanları mutlu eden bir mola oldu. Devamında bir baharat bahçesindeki gezi de çeşitli baharat ağaçlarını ilk defa görenler için ilginç tecrübeydi.

Se Katedrali

Benim daha önce görmediğim kaju nun kocaman sulu meyve tarafı nı görmek enteresan oldu ve bu sulu kısımdan içki yaptıklarını öğrenmek de başka bir bilgiydi. Baharat alışverişinden sonra gemiye döndük.

Hindistan cevizi ağacına tırmanan genç o kadar hızlı tırmandıki askerliğini komando olarak yapmışlar bile hayret etti.

Akşam gemideki tiyatrosundaki gösteride 2 gece de Hint danslarını sergileyen grup oldukça ilgi çekti.
Gemi de bu sefer Koçin bölge yetkilileri herkesin vizesini kontol edip beyaz kontrol kağıtları dağıtacaklar, hala herkesin kalmasından korkuyorlar demekki…

10 Nisan KOÇİN : Gemi limana saat 12.00 de yanaştı ve biz yine 26 kişilik grupla çıktık yola. Çarşının içinden geçerek ilk durağımız Sinagog’u gezdik, yerleri mavi beyaz çinilerle kaplı 450 yıllık sinangog hala açık. Aslında bölgede sadece 5 Yahudi var ama her cuma gelen tursitlerle beraber 10 kişiyi bulunca ibadet yapıyorlar. Oradan çıkınca caddelerde ki onlarca dükkanlarda alışveriş molası verdik ve 2.45 de Hollandalıların yaptığı sarayı gezdik. Saray da duvar resimleri dini figürler yani tanrı resimleri ile kaplı. En ilginç olanı ise bir Raca nın resminde, hangi yöne baksanız gözü, ayakuçları ve elindeki kağıt rulosu size dönük görünüyor. Herkesin ilgisini çeken bu resimden sonra zaten klimasız olan sarayda nefes almakta zorlanınca 15 dakika da bitirmiş olduk.

Ekip en çok tekne turunu sevdi

Tekrar otobüslere binip bir otel de içecek ve atıştırmalıkların ardından bize ait bir tekne ile 1.5 saatlik bir turla hem yunusları gördük hem de balık ağlarını seyrettik. büyük çubuklarla karaya bağlı devasal ağlar denize daldırılıyor ve belli bir süre sonra havaya kaldırılınca ağa takılmış balıklar çıkarılıyor. Keyifli bir günün sonunda herkes mutlu bir şekilde limana döndük.

Tuk Tuk lu cadde manzarası

11 Nisan Denizde geçen başka bir gün

12 Nisan KOLOMBO : Hindistan kıtasının altında gözyaşı şeklindeki Seylan adası 1972 de Sri Lanka olarak ismini değiştirmiş. Kaliteli çay ile özdeşleşmiş Seylan, Tamil gerillaları ile İngiltere nin “ülkeyi bırakmasından” sonra uzun süre iç savaş yaşamış fakir ama temiz ve ilginç bir ülke. Geçen yıl Ayakizleri ile ülkeyi 1 hafta gezdiğim için biliyorumki başkent dışında görülecek çok daha ilginç yerlere sahip bir ülke. Herkese bu güzel ülkeyi ayrıca gelip gezmeyi tavsiye ederim. Panaromik Şehir turunda Beyaz saray’ın küçük kopyası mimari tazrındaki parlemoonta binası önünde kısa bir fotoğraf molasında yılan oynatıcıları en büyük ilgiyi çekti.

Yeşili ve balıkçı ağları ile manzaralar
Ali bey gür sesi ile balıkçılara Türkçe seslendi ama onlar demek istediğini anlayıp ağı bizim için çektiler.

Özgürlük meydanındaki sütunlu tarzda yapılmış bina nın önündeki aslanlar gücü temsil ediyor ve özgürlüğün bekçisi gibi saygı görüyor zira rehberimiz sakın üzerlerine oturup fotoğraf çektirmesinler diye sıkısıkı tembih ediyor.

Önemli budist tapınağında renkli outran ve yatan budha heykellerini olduğu tapınakta kenidinizle aynı karede Budha ile fotoğraf yasağını bazılarımız birazcık delsede genelde uyduk kurallara. Sri Lanka değerli ve yarı değerli taşları ile çok ünlü bir ülke özellikle mavi safir alınmalı bizde diğer gruplar gibi büyük bir alışveriş dükkanına gittik. Taşlar biraz pahalı ama hediyelikler ve çaylar bulunup alındı. 5 yıldızlı bir otelde alınan öğle yemeğinden sonra ulusal müzenin inanılmaz sıcak olması, bir çok yer de restorasyonda olduğu için çabucak gezip yanındaki klimalı dükkanda soluğu aldık. Kalan alışverilerde orada oldu, taşlar, inciler ve hediyelikler alındı ve zamanında gemiye döndük. Son dakika ya kadar gemi dışındaki seyyar dükkanlar elde kalan yerel paraları harcamak için bizi bekliyordu.

13-14 Nisan yine denizdeyiz, deniz günlerinde sanatçı bir çift ücretsiz karikatür çiziyor,

Bu da benim karikatür halim