Nepal 2016

İlk kez yine Ayakizleri grubumuz ile 2011 de gidip çok sevdiğimiz Nepal’e bu sefer daha küçük bir grupla geldik. 2015 Nisan ayında 7.9 şiddetiyle sarsılan, Dünya nın en fakir ülkelerinden biri Nepal de hayat devam ediyor. Her ne kadar bir sürü anıt yıkılsa da kalanlarla bile Nepal her daim ziyaret edilecek cazip bir ülke. Üstelik en çok desteğe ihtiyacı olan bu dönemde ufakta olsun faydamız olduysa ne mutlu bize. Unesco Dünya kültür mirası listesinde olan bu yerler onarılmaya ne zaman başlar bilemiyoruz ama 1934 de yaşanan benzer bir deprem den sonra aynı şekilde yeniden yapılmış.

Delhi den Jet Airways uçağı ile gece yarısı alana indiğimizde kötü bir sürpriz ile karşılandık. Hüseyin abi nin valizi kayıp olunca işlemlerle uğraşmak biraz uğraştırdı ve valize ulaşma ümitleri ertesi günlere bırakıp otele yerleştik. Valiz 10 gün sonra İstanbul da sahibine kavuştu neyseki. 5 yıldızlı Crown plaza otel Nepal’in başkenti Kathmandu nun en iyi otellerinden.

Nepal deki ilk günümüzde ilk durağımız, şehre tepeden bakan, mitoloji de lotus un doğduğu gölün kurumasıyla ortaya çıkmış tepedeki 2500 yıllık kutsal budist tapınaklar kompleksi, maymun tapınağı diye bilinen, Swayambhunath ile başlıyoruz.  Bahçesinde asılı 5 değişik renkte dua bayrakları ve sayısız maymunları ile “om many hatmi hum” dualarıyla başladık güne. Merdivenleri çıkınca depremin izlerini gördük hissettik. Hediyelik eşya satıcıların tezgahlarının başında alıcı olmaması, tapınakların duvarlarındaki çatlaklar, tamamen yıkılmış tapınaklar üzdü bizi.

Tepede tam orta yerdeki dua silindirlerini saat yönünde çevirerek buraya özgü ritüeli yerine getirdik, gruba alışveriş için biraz serbest zaman verip başladığımız yerde buluştuk bir sonraki duraklar için.

Tapınağın maymunları o kadar çok ki gelen ziyaretçilerin cömert hediyeleri yeterli değil o nedenle tapınak görevlileri nohut gibi yiyecek ikramlarını da aksatmıyorlar.

Yaşamın zor olduğu bir ülke burası, bazı yerlerde çamaşır yıkamak ta bu tür çeşmelerde oluyor.

Bazı tapınaklar yıkılmış ama güvercinler tam kadro orada.

Sonraki durağımız Durbar meydanı, ünlü Şiva tapınağı ve kraliyet saraylarının bulunduğu, Kurabi nin yaşadığı evin olduğu bölge. Büyük bazı tapınaklar tamamen yıkılmış maalesef. Yaşayan tanrıça Kumari evin avlusun daki pencereden 1-2 dakika görünüyor ama fotoğraf çekmek yasak.

12.yy da krallara tavsiye ler verip yol gösteren tanrıça Parvati, Kralın rüyasında farklı duygular beslemesinden dolayı artık gelmeyeceğini söyleyip rest çekiyor. Bundan sonra genç bir bakirenin içinde geleceğini bildiriyor ve artık devlet Parvati olduğuna inandıkları genç bir kız çocuğunu seçiyorlar ve ailesinden ayrılıp burada danışmanlarla yaşıyor. Budist ailelerden seçilen kızlar genel de 4-5 yaşlarında oluyor, çeşitli testleri geçiyor, mesela geceyi vahşi hayvanlarla geçirmek, eski kumar inin eşyalarını gösterip tepileri almak vs. Vücudunda hiç bir sorunu olmayan, güzel bir cildi ve yüzü olan çocuk seçiliyor. Aileler kendi kızlarının Kumari olması nı istiyor çünkü bu önemli bir statü. Yılda sadece özel bayram günlerinde yani 13 gün dışarı çıkabiliyor. Kartpostallarda, kitaplarda resmi yayınlanıyor. Genç kadınlığa ilk adım meistrasyon dan sonra Kumari tahtını kaybediyor ve yeni kumari geliyor bu saraya. Emekliliğinden sonra ömür boyu devlet den aldığı maaş ile rahat geçiniyor ve evlenebiliyor. Ama Kumari ile evlenen erkeğin erken öldüğü inancından dolayı pek talibi olmuyor aslında. Sadece Katmandu merkez de değil başka bölgelerinde kendi Kumarileri var.

2008 de uzun süren iç savaşlar sonunda kaldırılan kraliyet sistemi döneminden kalan saray şimdi müze olarak kullanılıyor. Deprem sırasında bu sarayda olan yerel rehberimiz Buddish’in dediğine göre o karmaşada saray da ki değerli bir çok eşya kaçakçıların talanına uğramiş ve havaalanında güvenlik zaafiyeti nedeniyle kolaylıkla yurtdışına çıkartılmış. Nepal artık demokratik parlamenter sistemle yönetilen bir ülke.

Sarayın arkasında meydan da ki tezgahlarda ucuz bulup bol bol hediyelik alışverişimizi yaptık.

Nüfusun %80 Hindu, %20 civarında Budist olan Nepal de aslında Hindistan dan farklı olarak Budizm le Hinduizm çok kaynaşmış, birbirinden etkilenmiş ve farklı yorumlanmış .

En büyük Hindu tapınağı Pashupatinath da çok yakından ölü yakma törenlerini gördük.
Hindistan da kadınların dahil edilmediği bu törenlere Nepal de kadınlar katılıyorlar ve ağlama sesleri bunun izleri. Baba ölünce en büyük erkek, anne ölünce en küçük erkek çocuk ölünün ağzından ateşi veriyor. İyilik ve kötülüğün kaynağı ağız olduğu için ölünün ateşe verildiği yer ağız oluyor.

Yakılmadan önce Bagmati nehrinde ayaklar ve ağız su ile yıkanıyor.

Nehrin kenarında odun ile yakılmanın maliyeti 120 dolar, elektrikli yakma 30 dolar civarında…

100 e yakın tapınak lar ve dergah gibi eğitim yerleri Bagmati ırmağının kenarına kurulmuş ve karşıdaki tapınaklara sadece Hindu ların girmesine izin veriliyor.

Çıkışta bir de baktık ki sadu lar oturmuş bizim gibi meraklı turistlerle fotoğraf çektirip para “hediyelerini” kabul ediyorlar.

Daha sonradan gördüğüm kadarıyla 2008 de basılmış, 8 yıl Nepal de yaşamış Elif Köksal’ın yazdığı “Kathmandu da ev halleri” adlı kitap daki kapak resmindeki aynı Sadular hiç yaşlanmamışlar hala iş başında

Yeterince yanık kokusu çekip renkler gördükten sonra günün son durağı hatıralarımızda kalmış kocaman Budha nın gözü olan tapınak Bodhnath
Deprem den önce en büyük stupa nın üst tarafı Budha nın kocaman gözleriyle sizi izliyordu, ne yazık ki alt kubbe dışında üst kule gibi olan gözlerin olduğu bölüm tamamen yıkılmış. Genelde Tibet lilerin ziyaret ettiği en kutsal Budist tapınağı her daim yoğun insan seliyle saat yönünde dönenlerle rengarenk. Çevresindeki dükkanlarda her türlü hediyelik eşya almak için ziyaretçileri bekliyor. Bir tek burada restorasyona başlandığını gördük, o da imece usulü gönüllüler tarafından yapılıyor.

Serbest zaman vermeden önce bir elişi sanatları yapan dükkanlarda “mandala” üretimini göreceğimiz Tanka sanat merkezine çıktık. Tanka pamuk üzerine yapılan çizim demek.

Pamuk bez yapıştırıcı malzemelerle mumlanarak tuval şeklini alan pamuk kumaş kasnaklara gerilip doğal boyalar ile sanatçılar tarafından boyanıyor. Çizilen mandala figürlerinin derin anlam ve önemi var, yapılan t-shirtler ve , panolar uğur getirsin diye insanlara sunuluyor. Her rengin bir anlamı var, bir stupa nın dairesel kesilince üsten görünüm kesiti. Ülkelerin barış ve mutluluğu için meydanda zemin üzerine renkli kumlarla Dalay Lama tarafından desteklerle yapılan mandala figürü festivalden sonra karıştırılıp toplanıp suya atılıyor, çünkü her şeyin bir sonu var. Kullanılan 5 renk Meditasyon da kullandıkları 5 elementi temsil ediyor.

30 milyonluk fakir Nepal de Tibet den gelen yaklaşık 30.000 Tibetli mülteci de yaşam mücadelesi veriyor. Çoğunu Bodhnath tapınağının çevresinde yerel kıyafetleri ile stupa nın çevresinde dua silindirlerini çevirip dönerken görebilirsiniz.

Gün bitti ve dönüşte iş çıkışı trafiğine kaldığımız için sıkışık trafikte otele ulaşmak zaman aldı ama caddelerin genelde karanlık olması, sadece bazı dükkanların asılı lambalarının yanması insanı çok üzüyor. Bu arada gün boyunca km ler ce uzunlukta sıralanmış motosiklet ve arabaların benzin alabilmek için belki günlerce beklediklerini öğreniyoruz. Hindistan’a her anlamda bağımlı olan Nepal sol parti tarafından yönetilip Hintlilerin her dediğini yapmayınca böyle ambargo ya maruz kalıyorlar. Normal de Hindistan ile serbest geçiş anlaşmaları var ama yakın zamanda gümrük “bir gerekçe” ile kapatılmış o nedenle ciddi bir petrol sıkıntısı var bu günlerde. Aslında Çin yardım etmeye hazır olsa da dağlar buna izin vermiyor, her şeyi uçakla taşımak ta kara yolu ile gelmesinden daha pahalıya mal olduğu için Çin den bekledikleri yardımı da göremiyorlar.

Ertesi gün Kathmandu dan çıkıp 40 dakika uzaklıktaki başka bir şehre Bhaktapur’a gidiyoruz.

Bölgenin en güzel şehri kabul edilen, 1934 depremine kadar 99 meydanı olan saray bölgesinin sadece 4 meydanı kalmış. Evlerin nerdeyse hepsi tuğladan yapılmış çünkü ülkenin tuğla üretimi burada yapılıyor. 1739 a kadar bağımsız bir ülke olan Bhaktapur ve Patan, kral Gurka nın yönetimi ile merkezi Kathmandu olan birleşik bir ülke olmuş. Gurkalar olarak bilinen cesur askerlerin ismi de bu liderden geliyor, ve tarih boyunca özellikle İngilitere ordusunda görev almış paralı askerler olarak hala ünleri ve varlıkları devam ediyor.

Gurka hançerlerini en iyi fiyata alabileceğiniz yer de yine burası.

Dar caddelerde depremden hasar görmüş evlerin olduğu sokaklardan geçerek İlk meydana geliyoruz ve ahşap işlemeciliği ile ünlü bir hotel de kısa bir mola için duruyoruz. Herkesin ilgi odaği olan 10 aylık bebek kucak tan kucağa dolaşıp boy boy pozlar veriyor kameralara ama çok uslu hiç yadırgamıyor sadace belki biraz şaşkın çocuk bu kadar ilgi ve kucaktan.

Çay – Kahve molasından sonra Patong tarzı tapınaklar ve muhteşem ahşap işlemeciliğin en güzel örnekleri sergilenen meydan dan zorla ayrılıp 2. meydana doğru devam ediyoruz.

Nettapolo meydanı 5 katlı demek, ve önünde resmimiz olan tapınaktan almış ismini.

iki önemli tapınak Şiva nın başka bir formu Payra ya adanmış. Ama önünde durduğumuz tapınak 17.yy başlarında yapılmış, en önde Hindistan dan gelen 2 güreşçi ki bunlar normal insandan 10 kat daha güçlü. Hemen üstünde bu güreşçilerden 10 kat daha güçlü olan filler, bir üst basamakta fil den 10 kat daha güçlü olan aslanlar, üstünde bir çeşit mitolojik kuş grifon lar, onların üstünde de grifinden 10 kat güçlü olan singani ve Bagini denen iki Hindu tanrıçaları bulunuyor. Bu tapınak Şiva nın karısı Parvatinin bir formatı olan Durga ya adanmış, başka bir adıda “siddhi lakşmin”, merdivenin son tepesindeki tanrıçalardan 10 kat daha güçlü bir tanrıça, onun heykeli de içerde.

Bir sonraki meydan çanak çömlek yapım ile ünlü mağazaların olduğu bölge. Yerde kurumakta olan çömlekleri hızlıca görüp asıl sarayın olduğu büyük meydana buradan çıkıyoruz.

Kraliyet sarayının olduğu meydan da çok güzel bir kapıdan geçip sarayın içine giriyoruz ama hindu tapınağına giremesekten dışardan görebildik. Bahçede sarayın hamamı vazifesini de gören havuzda ki büyük yılan anıtları gücü simgeliyor.

Öğle yemeği molasında buranın geleneksek yemeği “momo” yemek için restoranda biraz beklememiz gerekiyor. Bizim mantıya benzer bir yemek Çinli lerin dim sum larına da benziyor.

Genel Nepal geleneklerinden bahsedersek, bütün erkek çocuklar yaklaşık 12-13 yaşlarında saç kesme törenine katılıyor, bir çeşit erkekliğe adım atma gibi bir süreç oluyor. Eğer bu töreni yapmamışsa evlenemiyor, bizde askerliğini yapmak gibi bir anlamı var.

Özellikle Nevari kabilelerinin kızlar için de yaptıkları sembolik bir evlilik töreni var. 4 yaşına basan bir kız özel bir meyve ile evlendiriliyor, elma ya benzer bir meyve. Bu meyve Vişnu yu temsil ediyor, 2-3 yıl sonra da güneş ile evlendiriliyorlar. Evin çatısına çıkıp şarkı söylüyorlar, yani güneş onların kocası oluyor. 20 li yaşlarda normal insanoğlu ile evleniyor ama insanoğlu kocası ölürse kalırsa dul kalmamış oluyor çünkü yedekte her zaman evli olacağı güneş kocası varJ Yada evlenecek insan eş bulamaz ise evde kalmış damgası yemiyor.

Çocuk evlilikleri eskiden varmış ama bu günlerde yok zaten yasal değil ama hala küçük köylerde bu tür çocuk evlilikleri nadir de olsa görülüyor. Okuma yazma oranı %60 civarında. Hindistan da ki gibi bir kast sistemi yok ama hala küçük köylerde dışlanmış insanlar parya lar yani kast geleneği var. Zaten Budizm çok benimsendiği için Hinduizm in etkisi Budizm ile değişikliğe uğramış ve göze çarpan bir kast sistemi uygulanmıyor.

Son durağımız Patan şehri, 1769 dan önce burası da Bhaktapur gibi farklı bir krallık olarak yönetilirken kral Gurka Kathmandu ya bağlıyor. Burada da yine Durbar meydanı, müzeye çevrilmiş kraliyet sarayı ve bir kısmı son deprem de yıkılmış tapınaklar var. Dolaşırken bir düğün de gelin alma törenine denk geliyorum. Arabaların üstlerine çiçekler yapıştırılmış, müziklerle gelin evinin önünde gelini alıp damadın evine götürecekler.

Tam meydanın ortasında yine bir havuz ve dibinde çeşmeler hala insanlar tarafından kullanıma açık.

Patan dan 15 dakikalık mesafedeki Bungamate köyüne geçen sefer geldiğimizde her yer kurutulmak için serilmiş pirinçlerle dolu idi. Yani buralarada hasat zamanı gelmek ayrı bir güzel. Köyün çevresinden dolanıp meydanı görüp çıkacağız. Meydan daki büyük tapınak tamamen yıkılmış, yani tanrılar maalesef kendi tapınaklarını koruyamamışlar.

Nepal de son serbest zaman vereceğimiz yer, genel de turistlerin kaldığı, dağa çıkmadan önce eksik malzemelerin alındığı, uluslararası markaların sahtelerini satan yüzlerce dükkanın olduğu Tamel caddesi. Eh bizde eksikleri alıp kalan son bütçeleri harcamak için dağıldık.

Nepal de yapılabilecek son şey bir gece gösterisine katılmak. Geleneksel dans gösterisi farklı bölgelerden farklı kıyafet lerle anlatılan dans şöleni, güler yüzlü güzel bir genç kız la tipik bir Nepal li erkeğin gösterisi 1 saat sürdü. Bu arada pirinç rakısı Rakşi yi de denedik ve geceyi gezimizi tamamlayıp son kez konaklayacağımız otelimize gelip dönüş hazırlıklarına başladık.

THY nin dirket uçuşu ile Kathmandu dan yaklaşık 5-6 saat sürüyor, Nepal de gezilip görülecek doğal ve tarihi daha bir çok yer var. Tekrar gelme şansımız olursa bu sefer sadece Nepal programı yapıp ülkenin milli parklarında gezmeyi hedefliyoruz. Rehber olmasaydım da gelirdim bu yerlere büyük ihtimalle ama rehberliğin güzelliği aynı yerlere defalarca gelme şansını yakalamak ve böylece iyice sindirip anlamak. Hem de yeni insanlar tanıyıp dostluklar kazanmak üstüne bonus gibi, e daha ne olsun…