Gezmeye görmeye doyum olur mu, hele de Fethiye ye 3 -4 saat mesafede ki, bir dağa İstanbul dan dostlar da gelecekse fazlaca da düşünmeden cumartesi sabah Korkuteli otobüsünde buldum kendimi. Todosk’un (Toroslar Doğa Sporları Kulübü) 17. Kızlar sivrisi şenliğine katılmak için Antalaya dan gelen grubu Korkutelinde yakaladım. Faik le haberleşip aynı saatlerde Korkuteli’ne ulaştım.
İstanbul grubu Rota ve Anadak dan arkadaşların olduğu toplam 9 kişiydik, aslında diğer gruplardan da katılımcı olur diye bekliyordum ama olsun, fotoğrafları görenler gelmediğine çok pişman oldu, herhalde seneye daha çok katılım olur:)
1 saat sonra Elmalı ya vardığımızda sevgili Zühre ile konuşurken vaktin yolun nasıl geçtiğini anlamadım. Öğle yemeği vakti gelmişti ve meşhur şiş köftesi ve tahinli piyazını yemeden gitmek yazık olurdu. Nazan sadece piyaz yese de Asef telafi etmek için 1.5 porsiyon köftenin hakkını hakkını verdi. Murat, Faik ve Esin de aynı performansı gösterdiler, herhalde uzun otobüs yolculuğu nun aldığı enerjiyi geri kazanmak lazım diye düşündüler. Saat 3 gibi kamp alanına doğru yola çıkmadan hafif rüzgar ve bulutları görünce “galiba yağmur yağacak, olsun bizim için yağmur da ayrı bir güzellik” dedik ama yağmadı. Buna da olsun kuru kalmak daha eziyetsiz oldu:)
Kamp alanında güzel bir dağ evi yaptırmış TODOSK, biz gelmeden yemek için sandalyeler ve masalar kurulmuş. Çadır kurlumu ve yerleşmeden sonra çevreyi biraz dolaşıp gün batımına eşlik ettik. Saat 7 gibi , daha çok acıkmamaış olsak da akşam yemeği çarısına uyduk. Tas kebabı, pilav, salata ve ayran menüsü çok lezzetliydi. yemekten sonra sazı sözü olanlarla çalıp söyledik.
10 da kesin sessizlikle herkes çadırlarına gidip uyuma moduna geçtik. Ben mat getirmediğim için biraz üşüdüm ve rahat uyuyamadım ama ne gam. sabah 4 gibi kalkıp 4.30 gibi 6 grupla yola koyulduk.
6 farlı grupdan biz 3. grup da genelde bizim arkadaşlar vardı ve gayet yavaş bir tempo ile devamlı çıkış şeklinde yaklaşık 4 saat de zirveye ulaştık.
Yol boyunca kar yoktu ama yamaçlarda ala ala kar öbekleri ayrı bir güzellik katıyordu.
Yürüyüş boyunca dağ silsilerinin göründüğü manzaralara bayıldım. İlk kez bu kadar yüksek ten, bozkır tepelerini seyrediyordum. Hava o kadar berraktıki Olimpos daki Tahtalı tepesini bile gördük.
Her bölgede farklı renkde ve desende küçük dağ çiçeklerini çoğunu daha önce hiç görmemişdim. Sarı, mor, beyaz küçük küçük çiçeklere daha fazla vakit ayırıp bol bol fotoğraflarını çekmek isterdim.
Kayaköy de yürüyüşlere ve bisiklet kullanmaya alışık olduğum için bana çok zorlu gelmeyen çıkışın sonunda zirve ye vardık. Elinde Türk bayrağı olan bir abimizin fotolarını çektikten sonra Murat bayrağı devir teslim aldı ve bu sayede herkesin Türk bayraklı zirve fotosu oldu.
Yanımızda getirdiğimiz kahvaltılarımı yiyip iyice dinlendikten sonra başka bir rotada geri dönüşe geçtik.
Kamp yerine ulaştığımızda saat 13.00 gibiydi, çadırları toparlayıp hazırlıkları tamamlayıp saat 15.30 da araçlara binip Elmalıya yola çıktık. Olimpos’a devam edecek Asef, Murat, Sara ve diğer arkadaşlarla vedalaşıp Korkuteline devam ettik. Orada kalan dostlarla vedalaşıp ben Fethiye minibüsüne binip evime ulaştığımda saat 10 olmuştu bile.
Keyifli bir gezi de burada bitmiş oldu ama zirve tutkusu da beni farketmeden sardı galiba. Üstelik fotoğrafları gören arkadaşlar seneye gelme sözü verdiği için sanırım 1 yıl sonra daha kalabalık bir grupla yine aynı zirveyi ve daha başka zirveleri deneyeceğim.