Hindistan 2016, Agra-Jaipur-Amritsar

Kuzey Hindistan gezilerinin olmazsa olmazı, Dünya nın 7 harikasından biri olan Taç Mahal.

Agra kalesi girişi

Sabah erken den kalkıp sabah sis li hava açılana kadar öncelikli ziyaret noktamız Agra kalesi. Moğol döneminde başkentlik yapmış, Cihangir den Şah Cihan’a kadar yönetimin merkezi olmuş kale de 4 kademe sıkı koruma ile şah ların güvenli limanı olmuş. Sonrasında Alemgir’in babası Şah Cihanı hapsettiği, Taç Mahal’i seyrederek öldüğü hüzünlü kale.

Kalenin iç kısmı

Taç Mahal hep büyük bir aşk acısının ve verilen sözün büyük anıtı olarak tanımlanır. Hikaye her yerde yazar. Kocasını savaş seferinde bile yalnız bırakmayan, 14. çocuğunu doğururken ölen Mümtaz Mahal için yapılan anıt mezarı yapmak 22 yıl sürmüş.

Kuran da yazdığı gibi Allahın tahtı denizin üstünde, bu anıt da 144 direk üzerinde nehrin üstünde yapılmış ve cennet bahçesi tanımına uygun tasarlanmış bahçesi.

Tam kadro Taç Mahal hatırası
Ana binadan bahçenin görünümü

Agra şehrinde göreceğimizi görüp, yaklaşık 6 saatlik bir araba yolculuğu ile Racastan’ın başkenti Jaipur’a girdiğimizde hava kararmıştı. Artık develer görüp çöl havası almaya başlamıştık.

Serpil abla ve Hüseyin abi ile

Pembe şehir Jaipur da sabah ilk fotoğraf molası için Hava Mahal’ın önün de durduk, dışarı çıkamayan saray kadınları caddeyi seyretsinler diye yapılan 144 pencereden oluşan bir bina.

Beyaz mermer den yapılan anıtın detayları

Sonrasında 7km lik sur duvarları ve muhteşem büyük sarayın olduğu Agra kalesi ilginç hikayesi ve Fil leri ile bizi bekler.

Rüzgar Sarayı (Hava Mahal)

Parça aynalardan yapılmış şiş mahal den bir ölüm

360 gizli tünelin bulunduğu kale-saray hem yüksek dağların doğal koruması hem de 7km lik şehir duvarları ile korunuyor. Tepedeki kulelere sadece kralın ve hazinedarın bildiği gizli tünellerle geçişler hazineye ulaşmayı ve saldırı durumunda kaçmayı sağlıyor. En iyi zamanlarında 12 eşi ile yaşayan maharaca nın her eşi için yapılmış ayrı daireleri var ve her biri sadece maharaca nın dairesine gizli tünelle bağlantılı. Eşlerin birbiriyle karşılaşmalarının tek ortak mekanı avlu, böylece kadınlar arasında gizli bir buluşma ve ittifak durumu olmuyor, her şey ortada. Bunun yanında raca hangi hanımını o akşam dairesine davet edecekse sadece ona haber gidiyor böylece diğer hanımlar kimin tercih edildiğini bilmedikleri için de direkt bir kıskançlık olayı yaşanmıyor.

Saray dan bahçenin görünümü
Kalenin dik yokuşuna fillerle çıkış

Kale den sonra eski şehre inip çarşı pazardan geçip Jaipur’un en önemli ziyaret yerlerinden birine gidiyoruz, Jantar Mantar, yani gözlem evi-rasathane. 1729 yılında yapılan ve hala kullanımda olan 5 gözlem evinden biri olan Jantar Mantar, devasal yapılarla zaman ve gezegenlerin konumunu nerdeyse hatasız bir şekilde ölçüyor.

Hintlilerde Horoskop o kadar önemli bir şey ki çocuk 4 yaşına geldiğinde doğum tarihi ve saatine bakarak horoskopu çıkartılıyor. Aileler çocuklarına eş seçerken 36 horoskop maddesinden en az 18 inin uyumlu olmasına bakıyor, yoksa evlilik kararı alınamıyor, yani bu kadar önemli.

Tam bu sırada “Dünya çok küçük” dedirten bir şey oldu. Türkçe grup olduğunu görünce Almanya dan gelen genç bir kız, Hülya, Hintli babası ile gezerken bizim grupla tanışıyor ve Amasyalı olduğunu öğrenince bana haber verdiler.

Bırakın aynı il ve ilçe den olmayı hatta bizim kasabadan bizim mahalleden tanıdık çıktı. Almaya da yaşayan, düğün için Hindistan’a gelmiş bizim köyden birisi ile Jaipur da Jantar Mantar da karşılaşmak hiç beklenen bir şey değil.

Jaipur Maracasının hala bir kısmında oturduğu, büyük bölümünün müze olarak işletildiği, düğün ve kutlama programlarına açık olan saray da ayrıca el işi atölyesinde bu sarayın bir bölümünde yer alıyor. Cumhuriyetin ilanından sonra Maharacaların mallarına el konulacağını bilen sahipler, sarayları “vakıf” laştırıp hem develete vermek ten kurtuluyor hem de gelirini sözümona bir vakıf olarak hayrına halka açıyorlar.

Düğün hazırlığı yapılan arka tarafa geçişte tipik Hint kıyafetli korumalar

Gezme görme faslı bitince halk pazarında çarşı pazar molasından sonra akşam otele dönememiz yine akşam saatlerini buldu.

Pembe şehir Jaipur’u sabah terk edip 5 saatlik otobüs yolculuğu ile Amritsar uçuşu için Delhi havaalanına geldik.

Altın tapınakta tipik bir Sih vatandaş

Amritsar, Pencap bölgesinin Hindistan tarafında ve Sih dini için en kutsal tapınağın bulunduğu şehir. Sih ler için 5 sembol var. Erkekler saç sakal kesmiyorlar, kama taşıyor, metal bileklik takıyor, şort giyiyor ve tarak taşıyorlar.

Hindu ve Müslümanlığın iyi yönlerini alıp karma bir felsefe oluşturmuş ilk guru “Granth Sahib” den sonra 9 guru daha gelmiş. 10. guru 18.yy da Moğol kralı Bahadır Şah le giriştiği savaşta ölmeden önce artık yeni bir canlı guru gelmeyeceğini, 1432 beyit den oluşan kutsal kitabın Sih lerin guru su olacağını söyleyince bu kutsal kitap altın tapınakta guru hörmeti görmeye devam etmiş.

Şimdi sabah kitap-guru tapınağa törenle getirilip bütün gün okunuyor, akşam da saat 21.00 gibi büyük bir törenle gece uykusu için yerine götürülüyor.

Gündüz ışığı ile parlayan altın tapınak gece ışıklarla daha parlak görünüyor. Tamamen yardımlarla ayakta duran tapınak bölgesi her daim temiz, her zaman yemek verilen, isteyenin istediği kadar kalabileceği, Dünyanın dört bir yanından gelen Sih ziyaretçilerle her daim dopdolu capcanlı. İçeri girerken kadın-erkek herksin başının kapatması şart.

Amritsar sokaklarında şeker kamışı suyu

Pakistan sınırına bu kadar yakın olunca meşhur bayrak indirme törenini seyretme şansını da yakaladık. İlk 1989 yılında törenden sorumlu bir komutan yakın çevresini davet etmiş ve ağızdan ağıza yayılan anlatımlarla herkese açılan bir tören olmuş.

İki yönlü caddenin tam ortasında sere serpe yatan inekler Hindistan’ın doğal karelerinden
Pakistan tarafında haremlik selamlık oturan insanlar, arada bir kuran dan okunan dizelerle Hint tarafından ayrılıyor.

Komik şapkalı Hint askerleri ve karşıda aynı şapkanın siyahını giyen Pakistan askerleri. Her iki tarafta en yüksek ses düzeneği ile son ses şarkı ile kendi bölgesindeki insanlara çoşkuyu veriyor. En komiğimize giden ise iki tarafta da nefesine kuvvetli askerlerin (afedersiniz) uluma gibi uzuuuun bir bağırış atması.

Sabah 5 gibi kalkıp 6.55 treni için tren istasyonuna gelip ilk kez gideceğimiz Haridwar şehrine varışımız yaklaşık 14.00 gibi oldu. Himalaya lardan doğan Ganj nehrinin toplam uzunluğu 1400km, 250km sonra Haridvar bölgesinde Hindistan topraklarında en temiz olduğu yer. 16km ilerisindeki Rishikesh ise 1968 lerde Beatles grubunun guru larını ziyaret için geldikte sonra gençlerin ve yogacıların merkezi olmuş. Hala gencecik Avrupalı gençler sokaklarda, her yer temiz ve düzenli, Avrupalı eli değidiği ve oralarda yaşadığı hemen belli oluyor açıkcası.

Köprününü karşısında meydanda Şiva heykeli sizi karşılıyor
Gün batımını seyretmek için de güzel kafe lerde masala çay içmek de oldukça keyifli

Akşam Rishikesh deki akşam töreni (Aarti) için yine nehir kenarındaydık, Varanasi ye göre daha az kalabalık, daha yakından seyrettik bu sefer kutsal Ganga ana ya sunulan şükranları.

Tanrılar görsün diye ateşler yakılıp, dilekler tutuldu ve kutsal suya bırakıldı…

Sabah erkenden kalkıp Haridvar da buz gibi suyun dinginliğine girme cesareti gösterecek kadar dindar insanların suya girişini seyretmek bile bile buz gibi geldi. Varanasi ye göre çok temiz ve düzenli bir yer, buraya bir sonraki sefer de yaz aylarında gelip nehre girmeyi niyet ettik, bakalım kısmet:)

Ölü yakma törenlerinin de yapıldığı karşı yerler

soğuk ama temizlenmiş arınmış bir şekilde çıkmanın iç huzurunu yaşayan insanlar.

Yok edici ve yaratıcı tanrı Şiva

Bölgede son durağımız aşram lardan birini de ziyaret edip Hindistan kıtasında farklı bir ülke Nepal’e gitmek için yola çıkmaya hazırız.

Hindistan deyince insanların aklında kalan tek şeyin pislik olması ve gitmeden yorum yapan insanların tedirginliğini anlamak mümkün değil. Bu geniş topraklarda görmek isteyene bir çok kültür, tarih ve rengin olduğu büyük zenginliğin ve fakirliğin yaşandığı yerleri görmekten her zaman ben çok keyif aldım. Umarım sizde gidip kendi izlenimlerinizi yaşarsınız.